27 Nisan 2011 Çarşamba

Ekmek ekin sofranıza!

Ekmekle ne kadar yakınız, ne kadar dostuz. Kendi kendinin katığı olur yeter bize. Tenimizi okşayacak kadar yumuşak, parmaklarımızı gıdıklayacak kadar oyuncu, damağımızı acıtacak kadar sert. Ekmekle büyüyoruz, hem yaş, hem boy, hem de anıca.
Kapımızda buluyoruz sabahları, günaydın deme şekli yeni günün.
Bölüyoruz gani gani, paylaşıyoruz akşamları.
Başımıza koyuyoruz, acımıza sarıyoruz, yaramıza basıyoruz.
Bu kadar içiçeyken, onu paketlere, türlü çeşitli maddelere kaybettik ne yazık!
Yediğimiz ekmeklere "el" değmiyor ama neler neler değiyor.
Makineler.
El değil ama E'ler.
Keşke yeniden değse elimiz, kirlensek, yapış yapış olsak.
Una bulansak,
sonra suda arınsak.
Ve yoğursak hamuru. Güçle, aşkla, nefesle yoğursak ve aleve hediye etsek gerisini.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder